5 Aralık 2007 Çarşamba

Cemal Kuru ilahileri

Kabrimin ilk gecesi
Cennette
Ölüm ani
Annem
Veysel karani
Ağla anam
Arafat dağı
Zikreyle
Sabah oldu
Gel gel
Yalan dünya
Elveda
Aman çeşme
Kuru kafa
Sürgün yerim
Görüyorum
Gururlanma insanoğlu
Az verdim
Ah Medine
Kara toprak
Aşkındandır
Ne kaldı ki
Ya Resulallah
Nefsim
Allahım Allahım
Arayu arayu
Okuyalım Kuranı
Geliyorum
Ey yolcular
İhtiyarlık
Ya Allah
Canımın canısın
Yürüdüğün yollar
Salla sesi
Düştüm çöllere
Kervan yollara çıkar
Ağla gönül
Bir gün
Yetiş imdat
Özlemez mi
Sevenler gelsin
Yeniden doğacağım
DAvet
Unutma ha
Yalan olur
Yavaş yavaş
Sevgide buluşalım
Deli gibi
Merhaba
Ben de gidem
Gönlümün baharı
Ara da bul

Etiketler: , , , ,

Cemal Akçıl

Kerbelada
Kabre doğru
Aşkın ile
Dilimde sen
Bilir misin
Ay gibi

Etiketler: , , , ,

Celaleddin Ada

Ya Rasulallah
Çan Ahmedim
Sürgün
Medineye götürün
La ilahe illallah
Sultanım
Yalan dünya
Tevhid tabibi
Bülbül
Dilim tutulur
Yollar zikirli
Gel hele
Lebbeyke Allah
Affet Allahım
Dua
Hasan ile Hüseyin
Dost bulamadım
Sev beni Allah
Allah Allah
Uhud
Şehitler Ölmez
Affeyle Allah
Ağır ağır giden kervan
Rahman Allah
Al götür
Affet yarab
Yollar
Çağır gelem
Azraili seviyorum
Gel hele
Mekke
Efendim
Özlüyorum
Mahşer
Senin için
Yaralı gönlüm
Sana geldim
Aşk ile yanam
Medet ya Resul
Kabem
Amin
Müptelayım
Olmasaydı
Muhtacım
Bağdat
Garib
Savunan adam
Pirler
Yarab
Affına sığındım
Onlar
Gül dalı
Silsile
Haktan aldım
Himmet eyle
Eyleme beni
Hak değil mi
Ben seni
El Mevlana
Tekbir
Medet eyle

Etiketler: , , , ,

Bayram Büyükoruç

Biri Anam Biri Babam
Bu Gece
Aglayu Aglayu
O'na Götürün
Özledim
Allahim Sevdan Beni
Tövbekar Oldum
Aşkım Sanadır
Havar
Bülbüller
Bitir Bu Hasreti
Kime Kaldı
Çagır Artık
Unutamam
Razıyım
Kutlu Şehir

Etiketler: , , , ,

Abdurrahman Önül ilahileri

Cürmüm ile geldim sana
Koy benide cennetine
Ol Nebiye
Uçun kuşlar
Gel gör beni
Sende birgün öleceksin
Menzil köyü
Can kurban
Mekke
Doldur sofi
Seydam
Geylani
Kul olamadım
Bitmeyen sevdam
Bir ismi Mustafa
Menzilde üç minare
Menzil yolu
Arafat dağı
Döner hacılar
Kırmızı güller
Hasan ile Hüseyin
Seydam haccın kutlu olsun
Veysel karani
Döne döne
Kabede bütün hacılar
Ravza
Gururlanma insanoğlu
Ne zaman ansam seni
Aşkın ile
Allah de kalbim
Ah medinem
Aleyke ya Resülallah
Yalan dünya
Sevdim seni
Ravzasına vardım
Teleal bedru
Aşkındandır
Yaralıyım
Götürün beni
Abdülkadir geylani
Can Ahmede
Muhammede
Yusuf gibi
Allah der
Ölüm acısı
İşte kabir Abdurrhaman
Sultanım
Muhammedin gülleri
Döne döne Medine
Medinenin dağları
Seher vakti bülbüller
Mevlaha gibi
Namazını kıl
Uhut dağı
Seyyid Abdülbaki
Hakka aşık olanlar
Çok pişmanım
Ebeda
Arayı arayı
Gelin varalım
Başörtüsü
Mescid-i aksa
Geliyor Muhammed
Başlayın zikre
Yaralıyım
Demedim mi
Açıldı cennet kapısı
Affet ya rab
Allah diyelim
Aşkın ile
Canlar kurban
Gel tevbeye
Zalim nefsim
Merhaba ya merhaba
Hatun bacım
Ravza
Allah de kalbim
Sürmeli gözlerin
Sana geldim
Ya muhammed
Dertli dolap
Affeyle
Kurtar bizi
Hakka aşık olanlar
Ayrıldım Kabeden
Şu benim divane gönlüm
Hicaz illerinde
Uyan müslüman
Sana geleyim
Efendim
Ay parçası
Sultanımın gül kokusu
Bir gece Muhammede
Yana yana
Avrupada
Geldim sana
Bende geleyim
Seviyorum
Hasreti gözümde tüter
Gül yüzüne
Kalbimin sahibi oldun Abdurrahman
Resülun ümmetiyiz
Gönül bahçesinde
Döndür Allahım
Yolar Seyda diyor
Utanmaz mısın
Zikir ediyor
Semaver
Güzel Mekke
Güvenemem
Yeşil sancaklı
Hak yolu
Götürün göreyim
Adem gibi
Getirdiler Burağı
Şu kabirler
Allah diye
Cemalullah
Kabetullah
Bir günah işlemişem
Bülbül gibi
O Sultan
Gözyaşı
İsmi sübhan
Çek zincirim
Sultanlar Sultanına
Yetimim
Sevdim onu
Lütfundandır
Derman imiş
Gönüllerin sultanı
Yan Allah diye
Çöllerde
Medet
Alem sever Muhammedi
Aldanma dünyaya
Aşkın aldı
Küle döndüm
Aşk bahçesi
Gitmem kapından
Allah demeyince
Senin aşkın var
İnsanoğlu
Sızlıyor yaram
Gelin Resülullaha
Hu Melam
Beytullaın etrafında
Nereye bu gidiş
Alemlerin Sultanı
Parmağını kaldıran
Allahtan gelir
Aşkındır
İnsanoğlu
Hak yarattı alemi
Erler demine
Yanıp tutuşurum
Yürüyoruz
Zahid sultan
Gönül zehrim
Derviş olan
Gel dosta gidelim
Yalvarış
Sen
Ya İlahi
Benim şeyhimi
Niçin kardeş
Sana doğru
Himmet eyle
Sana doğru
Hak yolu
Ne fayda
Benim gönlüm
Ayrıldım Kabeden
Aşkına
Bir sultan
Ey Nebi
Aşka gelerek
Habibemsin
Kendine gel
Ümmetlerin
Kurtulamadım
Yalnız Allaha
Dilimdesin
Ne var üstünde
Ateş bıraktın
Senin ruhun
Ateş bıraktın
Sahi Resul
Sahabeler
Bir günah ki

Etiketler: , , ,

Abdullah Akbukak Mp3leri

Sultanım
Hasret gülleri
Canlar canı
Ayrılık
Gel gidelim
Dertli yol
Hükmün vardır

Etiketler: , , , , ,

Abdulkadir Şehitoğlu

Kabenin yolları
Dön Allaha
Esma-ül hüsna
La İlahe İllallah
Aşkınla yandım
Dost
Lebbeyk
Sevdim seni ya habibi
Abdülkadi kükredi
Veyssel Karani
Şehidoğlu
Dervişler
Gül benzinin gül sesine
Aç ellerini gönülden
Alemrlere rahmetsin
İlahi senin aşkına
Sevdalıyım ben Allaha
Gariblik tuttu boynumdan
Tövbe Rabbim
Aşığım sana
Allah der ağlar
Hakikat bağının gülleri
Cana cefa
Tövbe ya Rabbi ya Kerim
Ne Allaha kul olduk
Ulu dergahına
Her sabah
Sensiz olmaz bu sevda
Rahim Allaha yalvar
Rahman Rabbim
Dervişlik dedikleri
Semadan şiiiri tevhidi
Seni sevecek
Senin adın Rahim u Rahman

Etiketler: , ,

A.Muzaffer Kemertaş

Yakasız gömlek
Anam
Dönmez misin
Diyelim Allah
Şefahat ya Rasülallah
Sen ağlarken ben gülemem
Koru bizi Allahım
Ruh bedende aşka gelir
Hay benim şehitlerim
Soracaktır hesabını müslüman
Ben dillerine kurbanım
Gardaş ne deyim
Gurbet el
Gurbetcim
Bu nasıl zulüm

Etiketler: , , , ,

Ben, böyle olmamalıydım

Ben, böyle olmamalıydım
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
Kendimden geçmeliydim sonra...

Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
Ama bunu kimse duymamalıydı,
Seni, mahşere kadar saklamalıydım.

Ben böyle olmamalıydım
Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.
Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan
Ben hep sana yormalıydım.
Gece yıldızlarını serpince göre
Seni görmek için uyumalıydım.
Şarkılar kime söylenirse söylensin
Sana diye dinlemeliydim.

Türküler dolmalıydı odama,
Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses
Selvi boylu yâr sen olmalıydın
Kömür gözlüm ateşine düşeli
Senin için söylenmiş söz olmalıydı.

Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice
Bir keman, incecik çığlık olmalıydı
Ama bunu kimse bilmemeliydi,
Seni mahşere kadar saklamalıydım.

Böyle olmamalıydım,
Kelimeler taif'i taşıyınca kulaklarıma
Daha yüzüme çarpmadan taif rüzgarı,
Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi.

Haremde bir ikindi vakti
Kem gözler çevrilince sana
Ve vefasız eller uzanınca yakana
İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.

Sen ötelere hazırlanırken,
Öteler senin için süslenirken,
Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
Perdenin son kez kapanması gibi,
Kapanmalıydı gözlerim.
Sonra içime doğru gerilip,
Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
"Allah(c.c.)" deyip,
Düşmeliydim yere.
Ama bunu kimse bilmemeliydi.
Seni mahşere kadar saklamıydım.

Ve mahşer günü...
Uzaktan seni seyretsem.
Sana yakın olmak için can atsam.
Beni engelleseler,
"sen kim yakınlık kim?" deseler.
Ben ağlamaktan konuşamasam.
Gözlerini çevirsen bana.
"Benim cennetim bana bakan gözlerindir."
Ve tebessüm etsen.
Ama bunu kimse görmese,
Seni ebede kadar saklasam.


Dursun Ali Erzincanlı

Etiketler: , ,

Abdurrahman Sadien - Duha - Inşirah

Abdurrahman Sadien - Duha - Inşirah

Etiketler:

Allah-u Allah

Allah-u Allah

Ömrün bitirmiş viranemiyem
Aklın yitirmiş divanemiyem


Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Kanat vururum, döner dururum
Yanar kurururm, pervanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Yaşlı gözlerim, tutmaz dizlerim
Yolun izlerim, mestanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Aşkî can feda, olsa ne fayda
Aşk oku yayda, kemanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Aşkî

Etiketler: ,

40 Yaşındasın

40 Yaşındasın

Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle

Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor

Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu

Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

Elli iki gün

Alemlerin Rabbi olan Allah
Bir peygamber gönderecekse eğer
yıldızlarla duyurdu bu haberi
Kamer menzillerinde üç yıldız doğar
Üç yıldız kainatı bu haberle müjdeler
Şimdi son kez doğacak yıldızlar ..
Müjde üstüne müjde, nur üstüne nur gibi...
Şimdi son kez müjdeleyecek
o son aziz peygamberi ..

Elli iki gün..
Hanei saadette hüzün ve sevinç içice ..
Tesellisini bekliyor annelerin annesi
Eşini kaybetmiş hazin bakışlarıyla incisini bekliyor..
Belki o minik kalp atışlarını duyuyor,
Belki gözyaşı döküyor babasız dünyaya geleceğin..
Ama taşıdığı rahmetin farkındadır Hz Amine..

Tam elli iki gün
Ve yıldızların da ötesinde hazırlıklar...
Kuşlar bakışları ile mesafeler aşıyor..
Kuşlar dünyadan çok uzakta ama hızla dünyaya yaklaşmakta..

Tam elli iki gün var..

Mekkeyi mükerremede bir felaket haberi
Yemen valisi Ebrehe Kabe’ye saldıracak !..
Abdulmuttalibin alınan iki yüz devesi..
Mekke reisi develerini istiyor ..
"Kabe’nin sahibi Kabe’yi korur "

Ebrehe öfkeli:

“Onu bana karşı kimse koruyamaz diyor”
Kureyş’in ulusu son sözünü söylüyor ;
"Ben ona karışmam.... İşte sen işte o.. "

Elli iki gün var ..
Mekke halkı tepelere yürüyor, dağ başlarına..
Mekke boşaltılıyor..Harem-i şerif mahzun,
Abdulmuttalib mahzun ,Kureyş’in ulusu Kabe’nin halkasına tutunur ..

"İlahi dokunulmazlığı tehlikeye düşmüş olanları koru
Kabe’yi ve Kabe halkını koru ! "
Ve ardından o da yürür dağlara ..
Bir tek örtüsü kalır Kabe’nin ..Yemen alacası bir örtü ..
Hane-i saadet yalnız ,
Makam-ı İbrahim yalnız,
Hicri İsmail,Hacerul Esved Ve Kabe-i muazzama yapayalnız..
Ve kuşlar ...ayak yapılarından belli ki sadece uçmak için yaratılmışlar!!
Bir yere kesinlikle konmayacaklar !!!
Kuşlar hızla dünya semasına yaklaşmakta !!!

Elli iki gün !!!

Muhassab vadisinde Ebrehe’nin ordusu..
En önde devasa bir fil ...Ardında altmış bin sefil...
Kabe’yi yıkmak için harekete geçiyor..
Daha adımını atmadan fil Ebrehe’nin yol göstericisi Tufeyl yaklaşıp kulağına bir şey Fısıldıyor:
“Mamud sağ ve selametle geldiğin yere dön”
"Çünkü sen Allah’ın dokunulmaz kıldığı memlekettesin !"
Ve Tufeyl’de çekilir dağlara.. Ve fil dizlerinin üstüne çöker ..
Orduda bir kargaşa, ne oldu bu file !!

Yönü başka tarafa çevrilince koşuyor hem de delice bir süratle..
Ama Kabe’ye doğru döndürülünce yüzü, kapanıyor dizlerinin üstüne
Ucu sivri demirler sokuluyor ..Mamud kalksın ve yürüsün diye ..Ama nafile ..



Tam o esnada gökyüzünde Yemen tarafında bir karartı ..
Kaplara bir bulut gibi deniz üzerinden git gide yaklaşan ..
Yaklaştıkça netleşen bir karartı ..
Ve dehşetle açılan gözler ve sapsarı kesilen yüzler..
Bir ses “dayanabilecekseniz bakın!!!” diyor .
Çünkü gökten Ebabiller yağıyor
Yeryüzünde hiç görülmemiş kuşlar
İrili ufaklı ,bölük bölük, fırka fırka, birbiri ardınca
Başları vahşi hayvanların başı gibi
Gagalarında ve ayaklarında taşlar pişirilmiş çamurdan
Kanatları benek benek kar beyazı o ilahi nurdan
Ve alınlarında bir yazı “ El –Kahhar” !
Belli ki azap için yaratılmışlar
İşte başlıyor azap!!
Ebreheyle altmış bin kişilik ordusu ve sicim gibi yağan taşlar...
Taşlanmış yürekleri söküp çıkaran taşlar!

Elli iki gün var..
Kabe yalnız değil, Kabe sahipsiz değil ! Ve haykırıyor Kabe;
"Hani nerde ordunuz, hani gururlanıyordunuz, hani nerde kaçış yurdunuz
Hem nereye kaçıyorsunuz "
Takip eden ALLAH!!! nereye kaçacaksınız? takip eden ALLAH !
"Bugün fil ordusundan bu azabı tatmayan hiç kimse kalmayacak "
Ebrehe mağlup ....galib olan ALLAH
Biliniz ki sonunuz alevli bir ahdır
İntikam alanların en hayırlısı ALLAH ‘tır.

Ya Rabbi bugün ve bugünden sonra eğer bir Ebrehe ruhu ..
Toplayıp ordusunu yürürse haremine ...
Ne olur Ebabillerini gönderme
Muhammedi muhabbetle dolu bir tek kalpte duruncuya dek ..
Gönderme azap kuşlarını ...
O gün dağlara çekilen halk nasıl korku içinde izlediyse onları ..
Bugün Ebabiller izlesin bizi... Ve yeryüzü duysun sesimizi ..
Kabe’yi muazzamanın koruyucusu biziz
Çünkü biz ümmeti Muhammediz !

Ebabiller uzaklaşırken Mekke’den Kabe’yi muazzama gönüller sultanını bekliyor
Anneler annesi gülünü bekliyor
Tam elli iki gün var...

Etiketler: , , ,

aydın kız öğrenci yurdu aydın kız yurdu aydın devlet yurdu aydın öğrenci yurdu aydındaki yurtlar aydın kız öğrenci yurtları aydın kız yurtları aydındaki özel yurtlar